20 Ağustos 2013 Salı

İbn Munkız ve Mısır'dan Bize Gülümseyen Cesetler

Mısır kalkışmasında öldürülen zavallıların ceset fotoğrafları teşhir edilerek, aciz acındırmalarla ne yapılmaya çalışılıyor acaba? İnsanların nasıl öldürülüp ne kadar çaresizleştiğini yayıp durmak neye yarayacak? 

Bunun yanında batı ülkelerinin eşyanın tabiatına uygun olarak gösterdikleri çifte standartları papağan gibi tekrarlayıp durmak ta kendine acımaktan başka neye yarar?

Batı dediğimiz sanayileşmiş ülkelerin geliştirdikleri insan hakları, demokrasi ve temel haklar gibi kavramlar, bu ülkelerin kendi sofralarında yemek için yaptıkları aile yemeklerine benziyor. Bu sofrayı bin küsur yıldır savaştıkları bizim gibi doğulularla paylaşmak için kurmamışlardır. Kendimizi kandırmanın alemi yok, iki elimizin iki ayağımızın olması (onların gözünde) bizi onlara eşit insanlar yapmaz. Biz batılıların gözünde onlara eşit insanlar değil, zamanında atalarına çok acılar çektirmiş ancak şimdi gücünü kaybetmiş, elden ayaktan düşmüş ve bu haliyle onlardan aman dileyen acizleriz. Yüzyıllar öncesinde kazanılmış zaferlere bakarak şişinmenin kendimizi rahatlamaktan başka bir işe yaramadığı ortadadır. O kadar acınacak bir haldeyiz ki Mısır ve Suriye'de birbirimizi öldürürken bile dönüp onlardan kurtuluş için aman dileyecek kadar alçalmışız.

Biz doğuluların nasıl bu hale düştüğü oldukça uzun ve bu yazının çapını aşacak bir konudur. Ancak bu konularda bildiğimizi düşündüğümüz doğruları sorgulamaya başlamak bizi bu sefillikten kurtaracak bir ilk adım olabilir. Ancak daha öncesinde zavallılığımızı ilan edercesine öldürülen mısırlıların fotoğraflarını sağda solda paylaşıp zırlamayı kesmemiz gerekiyor. 11 Eylül'den sonra öldürülmüş tek bir amerikalı'nın fotoğrafını sağda solda gördünüz mü? Bizim ölülerimizin mahremiyet hakkı yok mudur, bir eşya gibi ona buna teşhir edilince ne olacak?


Öncelikle zihin haritalarımızı ve tarih bilgimizi yeniden sorgulayarak kendimizi değiştirecek bu uzun yola çıkmaya hazırlanabiliriz. Bir günde düşmediğimiz bu çukurdan yine bir günde çıkacak değiliz. Gerçekçi olarak bu çöküşün tarihini ve nedenlerini okumaya başlayarak bu değişim yolculuğuna çıkabiliriz.


Mesela bu konularda zihin haritalarınızı yenilemek için okumaya 12. yy'da yaşamış ve hayatı haçlılarla mücadeleyle geçmiş Usame bin Munkız'la başlamanızı önerebilirim. Eğer Şam tarafındaki mezarından kalkıp şu halimizi görse emin olun hepimizin yüzüne tükürürdü. Onların savaştığı ve ayaklarının altında çiğnedikleri haçlıların bugün bizi ne hallere düşürdüğünü görse meşhur kılıcını çekip önce bizleri bu topraklardan kovardı.





Saladin and Guy of Lusignan after Battle of Hattin

15 Ağustos 2013 Perşembe

Mısır'ın katilleri vs Silivri'nin beceriksizlikleri

Silivri'de içeri tıkılan darbecilere acıyan ve ucuz propagandaya inanıp birilerini kahraman yapanlar Mısır'da neler olduğunu görüyorlar mı acaba? 

İste darbeci köpeklerin ne kadar kudurabileceğinin kanıtı Mısır'da meydanda öldürülen suçsuz insanlardır. Bunlar aynı gün içinde yüzlerce insanı gözünü kırpmadan öldürebilirler, Türkiye'de becerip darbe yapsalar burada yapacakları da farklı birşey değildi. 

Askerlik hakkında çok konuşacak kadar uzman değilim ama kendi tecrübemden öğrendiğim şu: askerlik gözünü kırpmadan insan öldürecek disipline sahip olma mesleğidir, kimi öldüreceğini ise komutanların söyler, sorgulamak sana düşmez, sorgulamak en büyük suçtur. 



Şimdi bu köpekler sivillerin üzerine ateş edin emri vermeden yakalanıp içeri tıkılsaydı çoluk çocuklarının gözyaşlarıyla ve geçmişteki kahramanlıklarıyla bunları acındırıp kitleleri uyutacak satılmış gazeteler Mısır'da yine olacaktı. 

Aynen bugün öldürülenlere terörist diyen Mısır gazete ve TV'lerinin olduğu gibi. 

Hatta aynı öldürülenlerin arkasından zil çalıp oynayan yığınla Mısırlı köpek olduğu gibi. 

Bunların hepsinden bizde de fazlasıyla mevcut, katillik ve köpeklik nasıl evrenselse satılmışlık ve aptallık ta daha yaygın olarak her millette fazlasıyla bulunuyor.






5 Ağustos 2013 Pazartesi

Geçmiş olsun beyler, Silivri'de şafak zifirikaranlık

Bugün mahkemenin verdiği kararla bir grup paşa ve darbeye yeltenen bilumum zevatın bileti kesildi, içeriden büyük ihtimalle tabutla çıkacaklar. 

Başınıza bu iş neden geldi biliyor musunuz beyler; papaz her zamanki pilavı bu sefer yiyemedi, milletin sopası kafanıza indi. Millet size, kendi seçtiği Menderes'i darağacında sallandıran köpek karakterli Cellat Kara Ali'nin yaptıklarının hesabını bile sordu bugün. Hani ülkeye başbakanlık yapmış nezaket abidesi o adamın cesedini darağacında aşağı yukarı sallandırıp oyun oynamış, insanoğlunun etmeyeceği hakaretleri naaşına etmişti. Bugün kesilen hesabınıza bu nefrette dahildir, halk sandığınız gibi darbecileri unutmadı unutmayacak.
  


Hesabınıza 12 Eylül'den önce başa geleceksiniz diye birbirine kırdırılan gençlerin kanı da dahildir. Türlü tezgahlarla sağı sola türkü kürte düşürmeye kalktınız. Baya uzun süre kalacağınız kodeste birbirinize düşersiniz artık, neyse ki millet aynı oyuna tekrar tekrar gelmedi. 

Planlarınız tutmadı, 1 Mart'ta hayır denen teskereden 2 gün sonra toplanıp darbe planlayan arkadaşlarınız da yakında yanınıza zaten. Artık içeride bol bol çift kale maç yapıp nerede hata yaptığınızı konuşursunuz. Üzerinize giydirdikleri Türk ordusunun üniformasını darbe yapıp amerika'ya uşaklık etmede kullanmaya kalkanları o üniformanın ruhu çarptı işte. Hiç boşuna ağlayıp sızlanmayın, siz onların çocuklarısınız, "our boys" değil. 

Çekirge bu sefer zıplamadı beyler, darbecilere yaltaklanıp postallarını yalayan gazeteciler atacakları manşetlerin hesabını yaparken kendini içeride buldu. Neden biliyor musunuz; millet sizin sandığınız kadar aptal çıkmadı, ne mal olduğunuzu çok iyi biliyor. Ruhunu şeytana satmış 3-5  tipten, her okuduğuna inanan bir avuç süzme salaktan, ruhsal problemleri olan arızalı bir grup tipten başka peşinize düşen kimseyi bulamazsınız artık. 



Biz bu arada ne yapıyor olacağız söyleyeyim, sizin ekibin toptan içeri tıkılması için dua edeceğiz ve bunu yapabilecek cesarette olanları desteklemeye devam edeceğiz. Sizin yüksek hakimi toplantı odasında öldürüp suçu başkasının üzerine atmaya çalışacak cesaretiniz varsa bizim de sizi toptan içeri tıktıracak cesaretimiz var tabii ki. Bu arada sizi kanatsız melekler gibi göstermeye çalışan ne olduğu bilinen medyanın da sizi satması yakındır, bilirsiniz kimse kaybeden tarafta olmak istemez.  Gerçi son zamanda baya çuvalladılar ama sıranın kendilerine geldiğini görecek kadar akılları vardır herhalde.

Neyse uzatmayalım sonuçta sizin derdiniz size yeter. Bu ülkede darbeciler yüzyıllardır kazanan taraftaydı, ilk kez kaybeden siz oluyorsunuz. Durum gösteriyor ki son olmayacaksınız, ömrü yeterse Evren paşa'yı bile aranızda görme ihtimali var. 

Artık size içeride nerede hata yaptığınızı anlatırdı netekim.