3 Haziran 2014 Salı

Fareli Köyün Kavalcısı Nazım

Nazım Hikmet'i ilk kez Eskişehir'de 1. sınıftayken okumuştum. Aman Allah'ım ne şiirler yazmıştı bu adam; inanılmaz aşklar, muhteşem bir vatan millet sevgisi ve coşku. Kuva-i Milliye destanında bir ulusun direnişini, Bursa cezaevi şiirlerinde kendisini sabırla bekleyen karısını anlatıyordu vs. 

Sonra Nazım'ın hayatına yakından bakınca şunu gördüm: kelimeleri müthiş bir ustalıkla yan yana dizen bu adam gerçek hayatta kendi keyfinden başka bir şey düşünmeyen bir kelime cambazından başka birşey değildi. Hapisteyken kendisini yıllarca sabırla bekleyen karısı Piraye'yi dışarı çıkınca başka bir aşka yelken açmak için terk etmiş, ortada bırakmıştı. Hatta öz oğlu Memet bile kendisini baba olarak bile anmıyor adından nefretle söz ediyordu. Kuva-i milliye destanını yeni devlete yaranmak için sipariş üzerine yazmıştı. Politik görüşleri ise 3. sınıf sosyalist ütopyacılığının ötesine geçememiş ayağı yere basmayan hayallerden ibaretti. Hatta bu nedenle Rusya'da Stalin'le geçinememiş devlet tarafından baskı altına alınmıştı. Kendi ülkesine (Türkiye'ye) getirmek için hayatını ortaya koyduğu komünizm idealleri boş bir hayalden başka birşey değildi. Bunu gözleriyle görmüş ama hiçbir zaman itiraf edememişti.

Şimdi kritik soruya gelelim: sadece güzel şiirler yazmak, edebi eserleri vermek bir insanı büyük insan yapar mı? İnsanın hayatıyla, yaşamını dayandırdığı prensipleriyle ve tutarlılığıyla yazdıklarını tamamlaması gerekmez mi? Örneğin dürüstlüğün erdemleri üzerine inanılmaz hikayeler yazan birinin hırsızlık yaptığını öğrenseniz yazdıklarını bir daha okur musunuz?

Nazım Hikmet'i sevmiyorum, güzel şiirler yazan ve daha çok el üzerinde tutulmayı hak eden çok fazla sanatçı biliyorum. İsmini belki hiç duymamışsınızdır ama bir Soysal Ekinci milyon tane Nazım eder bence. Karanlık şiirleri vardır Soysal Ekinci'nin çünkü kapkara bir hayat yaşamıştır ve karanlıklar içinden yazar. Kıçına tüy takmak seni tavuk yapmaz hesabı güzel şiirler yazınca güzel insan olmuyorsun Nazım, ancak fareli köyün kavalcısı olursun.