5 Haziran 2013 Çarşamba

Gezi: Son Dangalakça Kalkışma

Romantik ve devrimci bir hareket olarak sunulan Taksim Gezi Parkı olaylarına bakarak yakın geçmişimizde kontrolsüz kitlelerin hangi şartlarda sokaklara döküldüklerine ve eylemlerinin hangi sonuçlara yol açtığını incelemeye çalışalım.

6 - 7 Eylül 1955 Olayları: 

İstanbul Ekspres gazetesi tarafından yapılan "Selanik'te Atatürk'ün evi bombalandı" haberi Kıbrıs olayları nedeniyle gergin olan kitleleri ayaklandırdı. 24 saat içinde sokağa dökülen yüzbinler başta İstanbul olmak üzere pekçok şehirde gayrimüslümlerin evlerini ve işyerlerini yağmaladı, mezarlıkları ve kiliseleri talan etti. 11 kişinin öldüğü olaylarda 200'den fazla kadına tecavüz edildi ve 300 kişi yaralandı. Olayların ardından yüzyıllardır birarada yaşadığımız İstanbul Rumları kitleler halinde Yunanistan'a göç etti.

Halkımızdaki Atatürk sevgisinin yalan bir haberle kışkırtıldığı ve kalabalıkların yönlendirildiği olaylarda kitleler gayrimüslüm azınlığın üzerine sürülmüş, imparatorluk mirasçısı, farklı din ve kültürlerin yüzyıllardır birarada yaşadığı İstanbul'dan tecavüze uğrayan Rumlar uzaklaştırılmıştır.

Yıllar sonra emekli orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu 6-7 Eylül olaylarının "mükemmel bir özel harp operasyonu olduğunu ve amacına ulaştığını" söyleyecektir.


1 Mayıs 1977 Taksim Olayları:

Emeğin ve çalışanın bayramı 1 Mayıs, kitle hareketlerinin kışkırtmaya dönüşmesi konusunda ders niteliğinde bir olayla 1977 yılında adeta bir katliama döndü. Kalabalığın üzerine ateş açılması sonucu 34 kişi öldü yüzlerce kişi yaralandı. Bu provokasyon ülkeyi 12 Eylül darbesine götüren iç çatışmaların kontrolden çıkmasında kırılma noktasını oluşturdu.  Sonrasında ülkemizde yaşanan sağ - sol çatışmalarının ve emek karşıtı olarak gösterilen tüm kesimlerin suçlanmasında kullanıldı.

Devletin emniyet birimlerini töhmet altında bırakan ve hala aydınlatılamamış bu olayla, sol görüşlü emekçilerle toplumun diğer kesimleri ve devlet arasında adeta kan davası başlatıldı ve görünmez duvarlar örüldü.




Sivas Madımak Oteli Yangını

Sivas'ta düzenlenen Pir Sultan Abdal şenliklerine çağrılan aydın ve sanatçıların kaldığı Madımak Oteli 2 Temmuz 1993 günü kontrolsüz bir kitle tarafından saldırıya uğradı. Ateşe verilen otelde kalan alevi kökenli aydın ve sanatçılardan 33 tanesi çıkartılan yangında öldü.

Öncesinde Aziz Nesin'in söylediği İslam karşıtı sözlere Sivas halkının tepkisi olarak başlayan olaylar; kitlelerin yönlendirilmesiyle toplumda alevi - sünni çatışmasını çıkarabilecek ve derinleştirebilecek bir çatışmaya ve katliama dönüştürüldü.

Jandarma ve emniyet kuvvetlerinin saatlerce izleyerek müdahale etmediği olaylarda birkaç yüz kişilik bir kitlenin oteli ateşe vermesi ve 33 insanı katletmesi ülkemizde alevi - sünni ilişkilerini 20 yıldır gergin tutuyor. Olaylardan 3 gün sonra Erzincan Başbağlar sünni köyünün PKK tarafından basılarak 33 kişinin öldürülmesi ise kan davasını başlatmak için karşı (!) tarafın kanının dökülmesiydi. Bugüne kadar çatışmaya dönmese de alevi ve sünni kesimlerin hafızasına kaydedilen bu olaylar, 1970'lerde yaşanan Çorum ve Maraş olaylarından sonra iki tarafı hedef alan kitlesel çatışma hareketlerinden en önemlisiydi.




Gazi Mahallesi Olayları:  

PKK terörünün toplumsal gerilimi en üst noktaya çıkardığı bir dönemde 12 Mart 1995 tarihinde İstanbul Gazi mahallesinde taranan bir kahvehanede 2 kişinin öldürülmesi ile başlayan olaylar günlerce sürdü. Alevi dedesi öldürüldü, sünniler katliam yapıyor gibi kışkırtıcı haberlerin yayılmasıyla ayaklanan kürt - alevi kökenli Gazi mahallesi halkı günlerce polis ve askerle çatıştı. 17 kişinin ölümü ve yüzlerce kişinin yaralanması sonucunda bastırılan olaylar İstanbul'un farklı bölgelerine sıçrayarak yayıldı.

Bu olayda İstanbul'un varoş - gecekondu bölgelerinde yaşayan doğu kökenli vatandaşlar kışkırtılarak kırsal bölgelerde yaşanan çatışmaların şehir merkezlerine taşınması amaçlanmıştır. 90'ların karanlık ortamında iç çatışmaları ve mezhepsel ayrımı derinleştiren olayların failleri bulunmamış - araştırılmamıştır.